Bugün mevsimlerden Kış.

Kar yağmadan kış mı olurmuş. Hiç yağmasa yılbaşında mutlaka yağardı. Yılbaşı bile karsız geldi bu yıl. Dün gece okulda, sıkışmış bir şekilde proje tamamlamaya çalışırken kar yağdığını gördüm pencereden, hem bi mutluluk hem de çaresizlik içinde dışarı attım kendimi. Biraz yürüdüm karda, proje bitsin diye girdim içeri. Millet, Face de kar yağarken çekindiği fotoları paylaşırken, her yerde kartopu savaşı yapıldığı alenen ortada iken ve adım başı kardanadam görürken nasıl içim gitti anlatamam. Seneye böyle olmasın. İlk kar final zamanı yağmasın. Lütfen...

Fakültenin önünde sarkıtlar oluşmuş böyle birsürü, bugün mülakatta sıramızı beklerken bunlarla oynadık, oyalandık işte. Ha bide bu çamurlu karları ayaklarımızla birbirimize savurduk. Kış olsun bana yeter, böyle saçma sapan şeylerini bile özlüyorum bu mevsimin. 

Kış güneşi işte bu. 

Burası bizim balkonumuz. Su doldurup temizlik yapmaya üşendiğimiz viledamızın içi hazır karla dolmuşken bi yerleri silmeyelim mi diye içimden geçirmedim değil. Balkon yan odayla ortak, sevgili komşularımız da ilan-ı aşk etmişler hazır kar yağmışken.

Aya ayak basan insanların böyle fotoğrafı yoktur eminim. Ben aya gitsem ne olur acaba?!

Akşam yemeğe indik Leyla'yla. Dönüşte bi foto çekip de çıkayım dedim, Leyla beni de çek dedi, benim de bi fotoğrafım olsun dedim. Bi de ağacın önünde, bi de lambanın altında, bi de karda yatarken derken yerlerde yuvarlana yuvarlana bi taraflarımız donana kadar fotoğraf çekindik. Geldik bir baktık ki 79 foto olmuş. Her şeyi başlatan fotoğraf da bu işte.

İlkbahar ve özellikle de yaz koşarak gelmeyin olur mu?