Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Şubat, 2013 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Suluhan gezisi alışverişi ♥

Tarihi mekanları, binaları gezmeye bayılıyorum. Hep durur düşünürüm gezerken, binaların kapılarına, pencerelerine, duvarlarına, en küçük taşlarına kadar incelerim. Neler olmuştur kim bilir kimler gelmiştir, neler yaşamıştır buralarda? Geçen yıl Kapadokya'ya gittiğimde müzeleri gezmek için müzekart almıştım. 15TL olması lazım 1 yıl geçerli hemde. Daha önce her müzeye ayrı parayla giriyodum. Müzekart fazla uygun ona göre. Kartımın süresi dolmak üzere, dolmadan önce gittiğim gitmediğim her müzeyi bir ziyaret edeyim diyorum  bu haftalarda, çok heyecanlanıyorum yine :) Genelde foto almak yasak oluyo ama olmayan yerler için bi post hazırlarım umarım. Gelelim Suluhan'a. Müzeler dışında Suluhan gibi tarihi mekanların tatlı bi biçimde ticarete dönüştüğü yerler de oldukça ilgi çekici benim için. Herkes için de avmlere tercih edilir yerler olmalı bence. Sadece alışveriş yapmakla kalmıyosunki, bambaşka bi ruha bürünüyosun. İhtiyacımız böyle yerlerde de mevcutsa neden alışveriş iç...

İlk şarkım tüm sevipte kavuşanlara kavuşamayanlara gelsin ♥

Artık bi gitaristim ve repertuvarımda 1 buçuktan 2 şarkı var. Birisi her Türk gencinin gitar öğrenmeye başladığında yüksek ihtimalle seçtiği 'Caddelerde rüzgar aklımda aşk var..' ilk denemelerimde aşk değil de başka şeyler varmış gibi geliyodu insanın kulağına. Herkes yaka silkmişti benden. Bi sessizlik olduğunda 'ben size birşeyler çalayım' deyip alıyordum gitarımı elime, yapana kadar kim bilir kaç kere çalıyodum. Herkes yüzünde sahte tatlı bir gülümseme, şarkıma eşlik etmeye çalışıyodu. ' dın dın dın dın dındın...'. Evet bu melodiden bende nefret etmişim. Neyseki bi gün Pinhani'nin Beni Al'ını denememle Caddelerde rüzgar efsanesi binevi sona erdi. Caddelerde rüzgarı kardeşim göstermişti öyle öğrenmiştim. Ama o gittiği için netten bakayım bişeyler kaparım belki kursa kadar dedim bu şarkıyı buldum işte kolay diye. Çalan adam kendini değil de biraz da gitarı çekseymiş daha kolay öğrenebilirdim neyse işte yarısını falan çalıyorum. Hatta hızlandım, delika...

Tatlı butonlarım hazır!

Eveet artık rengarenkyakamoz'un da facebook ve twitter sayfası var. Benim biricik çekirdek izleyicimi buralardan da takibe bekliyorum :) Sosyal medya butonlarım da henüz bitti. El emeği göz nuru maşallah diyelim sayfaya girince içimi açıyo kendileri. Yapımını kendi kendime ordan burdan öğrenmeye çalıştığımdan biraz zaman aldı ama değdiğini düşünüyorum. Ben artık her birine teker teker tıklar dururum, bi hevesimi alayım :)

Alışveriş terapisi ♥

"Geçen gün kızlarla Şanzelizede gezerken Marchande'dan çıkmışız....  " diye başlamak isterdim yazıma. Çok istiyorum. Karşıma bi fırsat çıksın diye ööyle bekliyorum. Bir insanoğlu gelsin "Bak kızım senin fransızcan da var, çok da istiyosun gel seni Fransa'ya götüreyim hayrına, hem fransızcanı geliştirirsin hem gezersin." desin kimsin nesin demeden şekere çikolataya kanan çocuklar gibi koşar giderim ama ben anca Yandex'in haritasında geziyorum Paris'in sokaklarını. O değil kafayı yemekten korkuyorum. Yakında giyinip, süslenip püslenip, çantamı yanıma alıp haritanın başına oturcam, gerçekten gezdiğimi düşüncem diye ödüm kopuyo. Her bakışımda uzunca kalıyorum başında. Nerden geldim bu konuya. Başlarken bunları yazacağımı düşünmemiştim, ne kadar dolduysam artık bi paragraf kusmuşum. Bir Marchande olmasa da, Gratis'te geziyorduk. Bi kızın aklını başından alması, kendini kaybetmesi için yeterli bi yer olsa gerek -test ettik: yeterli.-. Ko...

Tatil günlüğü

Bi günlüğüne köye gittik kardeşimle geçen hafta. Hem babaannemi görelim, hem de değişiklik olsun dedik. Gittiğimiz gün akşam çiğköfte yemek için çarşıya yürüdük. Giderken yolda bi foto çekinelim dedik, demez olaydık. Bu fotoları yüklerken baktım tam 86 foto çekmişiz. Normal şartlarda benim için şaşılacak bir durum değil de köyün gecesinin soğuğunda bi tarafımız donarak yaptık bunu. Dışarıda nerdeyse kimse yoktu, hatta çiğköfteciye gidene kadar yaklaşık bi 4 köpek dışındaki tek canlı bizdik. Neyseki biz 5 kişiydik, köpeklerin yanından civciv gibi sıkış sıkış geçtik. Çiğköftecide de Anadolulu, çiğköfte temalı bol bol foto çekinerek rezilliğimize rezillik, eğlencemize eğlence kattık. Eve dönüşte 10 dakikalık yol oldu 2 saatlik yol, hızımız saatte kaç milimetreyse artık. Baktık yollar boş arada bi araba geçiyo, oturduk yola bide öyle çekindik birsürü. Arabayla geçerken laf atan bıçkınlar mı dersin, otururken ezilmeye ramak kala apar topar kalkarken düşmeler mi dersin, toplu halde y...

Tatil miskinliği ♥

Tatilin en güzel aktivitelerinden biri, tv karşısında bilgisayarı alıp bir yandan bloga bakıp, bir yandan face'te sayfa yenileyerek, önceden hemen yanımdaki masaya hazırladığım yiyecek içecekleri büyük bi keyifle mideme göndermek.  Bişey farkettim önceki yazdığım her kelime bir cümleye mensup o.O Her neyse, ev botlarımı çektim ayağıma, sıvadım kollarımı mutfağa girdim pasta yapmaya. Acil pasta krizlerinde her zaman bu pastayı yaparım. Kakaolu petibör bisküvi, süt, puding, çikolata sosu gerekiyor sadece. Üstüne de bisküvi kırıntıları, hindistan cevizi, çikolata parçaları, rulokat parçaları ne bulduysam koydum. Sonuç da bu işte :) manger ♥